7 Eylül 2011

Eylül, sonbahar, dökülen yapraklar vs. ve halet-i ruhiye

           Sonbaharı çok severim ben. En sevdiğim mevsim değildir ama severim .. Ne sıcaktan yanarsın ne de soğuktan buz kesersin.Ama yinede sonbahar daha doğrusu EYLÜL hüznü hatırlatır çoğu insana..Eylül'de sararıp düşen yapraklar, hayatlarımızdan kopup rüzgar'la gidenleri hatırlatır bize. Ama sonbahar yine de çok farklıdır yüzümüze çarpan ılık bazen sert ne olcağı belli olmayan bir rüzgar, havada uçuşan yapraklar sonra geriye kalan sadece yollarda savrulmak... Tüm mesele baktığımız yön aslında ...Bir elimizde savrulup giden yıldızlar olsa da diğer elimizde hala gökyüzü var ve her daim yıldız da var ..İste ve gör.         
       Der ya atilla ilhan ;
her yanını çiçek açmış erik ağcını, nerden baksan gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor usul usul
adım sonbahar
Herşey yanyana, ya erik ağacı olursun ya da sararan sonbahar .


         Sonbaharda usul usul gidenin yerine ilkbaharda taptazeleri gelir .. İstemeyi, görmeyi, sevmeyi bil. Giden derin bir uykuya dalar uyanır sonra yeniden doğmuş sanırız işte, tazelenip geri döner.
         Gerçekten uykudan uyanıp da kendi kendisiyle karşılaşmayan insan yoktur.
kazınmış ruhumuzun derinliklerine, eylül hüzün getirir diye . hayr efendim hep getirmez bu eylüm herkes gülsün akışa bırakılsın .. Su akar yolunu bulur , suyu ters yöne akıtma yine de ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder